JAMES BRACH CABELL – JURGEN

Bir Adalet Komedisi

‘’ Beni pek kurnazca pohpohladın, Jurgen, zira sen dehşet derecede zeki bir adamsın.’’ İşte kuru sesin kurulukla söylediği buydu.

‘’ Birkaç kişinin bunu söylemeye ziyadesiyle hakkı var,’’ diye beyan etti Jurgen, ‘’ ama kimin konuştuğunu tahmin edebiliyorum. Seni pohpohlamaya gelirsek, vaftiz anne, o gün Glathion’ da sadece şaka yapıyordum, aslında gölgenin benim tüm aylak yorumlarımı dikkatle dinlediğini, onları bir deftere yazdığını fark ettiğimde bunu açıklamaya da dikkat etmiştim. Ah, hayır, seni temin ederim ki dürüstçe geçindim, her yerde herkese adil davrandım. Kalanı içinse, gerçekten de çok zekiyim, bunu inkar etmem ahmaklık olur.’’

‘’ Kendini beğenmiş ahmak!’’ dedi Sereda Ana’nın sesi.

  Jurgen yanıtladı: ‘’ Kendini beğenmiş olabilirim. Ama zeki olduğum da kesin Ve daha kesin bir gerçek varsa o da yorgunluğum. Baksana şu vaziyetime, ödünç alınmış gençliğimin makyajıyla dünyada bir romans yolculuğuna çıktım ve hiç kimsenin ziyaret etmediği memleketlere gidip kadınlar, teçhizatlar ve krallıkların refahıyla oynadım, cehenneme düştüm, cennete tırmandım, sessizce Yüce Tanrı’nın mekânına sızdım, hiçbir yerde istediğimi bulamadım. Şimdi bile ne istediğimi bilmiyorum. Ama başkalarına nasıl görünürsem görüneyim, tekrar genç olmanın benim için artık mümkün olmadığını biliyorum.’’

 ‘’ Doğrudur, Jurgen, gençlik senin kalbinden ayrılıp Leşilerin erişebileceği yerin ötesine gitti ve gençliğini geri kazanmaya en çok yaklaşabileceğin an ise sadece çocukça davranmak.’’

‘’ Ah, vaftiz anne, dizginleri sezgilerine ver, onun gibi her şey işte ve benimle daha açık konuş! Hadi ama sevgili hanım, seninle aramızda sır olmamalı. Leuke’ de Kibele olduğun söylenmişti, büyük Res Dea, somut her şeyin sahibesi. Cocaigne’ de senden Æsred diye bahsettiler. Cameliard’ da Merlin sana Aderes diye seslendi, Küçük Tanrıların kara Annesi. Ama seninle tanışma şerefine sahip olduğum ilk yer olan o ormandaki evinde, vaftiz ana, bana renkleri nesnelerden alan ve tüm Çarşambalara hükmeden Sereda olduğunu söyledin. Tüm bu anagramlar beni sersemletiyor ve ne olduğunu açıkça bilmek istiyorum.’’

‘’ Belki de bunların tamamı benimdir. Bu arada, ben ağartırım ve er ya da geç her şeyi ağartırım. Belki bir gün, Jurgen, bir ahmağın kendine dair düşüncesinin de rengini alırım.’’

‘’Evet, evet! Ama aramızda bir soru sormak gerekirse, vaftiz ana, senin bu gölgen benim münasip duygu durumlarına, anın ruhuna girmemi engelliyor ya da denilebileceği gibi, belli ki başka insanları hayattan aldığı keyfi benden çalmıyor mu? Hadi ama, öyle olduğunu biliyorsun! Bana gelince, vaftiz ana, ben de yaşayan her adam kadar şakayı severim, ama zekice olmalarını tercih ederim.’’

‘’ Sana bir şeyi açıkça söyleyeyim, Jurgen! ‘’ Sereda Ana görünmez gırtlağını temizledi ve öfkeyle konuşmaya başladı. (s.290-291)

Cabell, James Branch(1919). Jurgen, (çev. Elif Kadriye Özkılıç), İthaki Yayınları, İstanbul.

      

                                                              ***

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: