“Bentham’ın düşü olan ve bir kişinin herkesi gözleyebildiği Panopticon, özünde, burjuvazinin düşü veya düşlerinden biridir (çünkü burjuvazi çok düş kurmuştur). Bu düşü gerçekleştirdi. Belki Bentham’ın önerdiği mimari yapı biçiminde gerçekleştirmedi, fakat Bentham’ın Panopticon konusunda söylediğini hatırlamak gerekir: Bu, elbette, mimari bir biçimdir, fakat özellikle de yönetim biçimidir; zihin için zihin üzerine iktidar uygulama biçimidir. Bentham Panopticon‘da iktidarın uygulanma biçimlerinin bir tanımını görüyordu. 1787 tarihli Bentham’ın metnini Fransa’daki 1810 tarihli Treilhard’ın ceza yasasının sunumuyla karşılaştırın: Treilhard siyasi iktidarı kurumlarda gerçekleştirilen bir tür Panopticon biçimi olarak sunar. Şöyle der: İmparator’un gözü devletin en ücra köşelerine kadar yönelecektir. Çünkü İmparator’un gözü başsavcıları denetleyecek, onlar da imparatorluk savcılarını denetleyeceklerdir, imparatorluk savcıları da herkesi denetleyecektir. Böylece, devlette hiçbir karanlık alan kalmayacaktır. Herkes gözetim altında olacaktır. Bentham’ın mimari düşü Napoléon devletinde hukuksal ve kurumsal bir gerçeklik haline geldi, bu da on dokuzuncu yüzyıldaki bütün devletlere model olarak hizmet etti. Asıl değişimin, panoptizmin keşfi olduğunu söyleyebilirim. Panoptik bir toplumda yaşıyoruz. Mutlak anlamda genelleşmiş gözetim yapıları var; ceza sistemi, adli sistem bu yapıların bir parçasıdır ve hapishane de parçalardan biridir, psikoloji, psikiyatri, kriminoloji, sosyoloji sonuçlarıdır. Hapishanenin doğuşunu toplumun genel panoptizmi içine yerleştirmek gerekir”(s.135).
Foucault, Michel (2005), Büyük Kapatılma (Seçme Yazılar 3), (çev. Işık Ergüden – Ferda Keskin), Ayrıntı Yayınları, İstanbul.
Jeremy Bentham, Panopticon un planı (The Works of Jeremy Bentham, yay, Bowring, c. 4, s.172-173)
Bir Cevap Yazın