“Deli büyük bir dikkatle bakıyordu caddenin yukarısına doğru. Bando sesi yaklaşınca gülümsemeye başladı. Gittikçe yaklaşıyordu merasim bandosu. Kırmızı giysili trampet takımı görünmüştü bile. Yaklaşan bandonun gürültüsü arasında piyangocunun sesi kayboldu. Deli kaldırımda gülümseyerek duruyordu.
Artık Kızılay Meydanını geçmişti bando. Bando şefi uzun sopasını yukarı fırlatıyor, havada çeviriyor, büyük bir ustalıkla yapıyordu gösterisini. Trampet ve davul seslerine uyan adımlar bir an yerinde saydıktan sonra ansızın yelpaze gibi açılıyor, postallar trampet seslerine tempo tutarak asfaltı dövüyordu. Deli bandonun yanı sıra kaldırımda yürümeğe başladı. Caddenin iki yanını dolduruveren seyirciler arasında güçlükle ilerliyordu. Bazen merasim bandosunun renkli, coşturucu gösterisini alkışlayan birine çarpıyor, sağa sola itiliyordu. Yine de bandoyla birlikte Pikniğin oraya kadar yürümeği başardı. Yağmur dinmişti çoktan. İtfaiye arabalarının ve polis kordonunun çevresine biriken kalabalık da bando sesini duymuştu bu arada. Bazı çocuklar analarının elini bırakıp geçidi izlemek için bulvar kaldırımına koştular. Bazı simitçiler, bu yeni oluşan kalabalığın arasına, ‘simit’ diye bağırarak karışmışlardı bile. Kavağı seyreden kalabalık bölünmüştü artık. Nasıl olsa devrileceği, nereye devrileceği belli olmuş olan kavağı seyretmekten bıkanlar, kaldırımın iki yanına birikmişler, bu yeni seyre kaptırmışlardı kendilerini. Yitirilen zamanın önemi yoktu pek. Bu gün geçmişti böyle.” (s. 285)
Soysal, Sevgi (1979). Yenişehir’de Bir Öğle Vakti, Bilgi Yayınevi, İstanbul.
Bir Cevap Yazın