Derman Bayladı – Pythagoras Bir Gizem Peygamberi

Pythagorasçı felsefede ruhun ölümsüzlüğüne inanıldığına göre, bedenin ölmesiyle birlikte özgür kalan ruh ne olur?

                Bu sorunun yanıtı gerek orpheusçular gerekse onlardan esinlenen ve etkilenen Pythhagorascıların ruhgöçü konusundaki inançlarına da açıklık getiriyor. Yanıt basit: Ruh varlığını bir başka bedende sürdürür.

                Ama bir soru daha var: Beden madem ki ruhun daha önce işlemiş olduğu hataların cezası karşılığı tutuklu bulunduğu bir zindandır, ruh zindana kapatılmayı gerektiren böyle bir hata ya da günahı ne zaman ve nerede işlemiş olabilir acaba?

                Bu sorunun yanıtı da yine birincisiyle bağlantılı. Ruh bu hataları ya da günahları daha önceki yaşamında ve başka bir bedendeyken işlemiştir. Her iki yaşam, bir öncekinin ödülü ya da cezasıdır çünkü. Pythhagorasçılar “saf, temiz insanların tinlerinin (ruh) doğum çemberinden kurtulduktan sonra Hades’in daha üst bölgesine çıktığına, oysa temiz olmayanların tinlerinin kopmaz bağlarla Eriny’lere bağlı olduğuna inanırlardı. Beden uykuya daldığında tin uyanık olduğu için, havanın, düşlerinde insanları ziyaret eden koruyucu tinlerle dolu olduğuna; iyi bir tine sahip bir insanın mutlu olduğuna inanırlardı. Gömme törenleri kişisel kurtuluşlarını sağlayacak biçimde düzenlenirdi.”

                Ruhun daha önceki günahlarının kefaretini ödemek üzere bedenden bedene dolaşması inancı daha önce de belirtildiği gibi Orpheusçuluk’tan kaynağını alıyor. Bu inanç ise Hıristiyanlıktaki “İlk günah (Peche originel) kavramını hatırlatır. Daha önce de anlatıldığı gibi Titanlar Dionysos’u parçalayıp yemişlerdi. Zeus da onları yıldırımlarıyla yakarak küle dönüştürmüş, bu küllerden de insanlar yaratılmıştı. İşte bu nedenledir ki, küllerin Titanlık’ı içeren bölümü insanlarda kötülük yapma dürtüsü uyandırmış. Ne var ki, aynı küllere Dionysos’un Tanrısallığı da geçmiş bulunuyordu. Bu Tanrısallık ise iyilik yapma duygusu veriyormuş insanlara. Ruhun bir bedende hapsedilmesi Titanların işledikleri günah yüzündenmiş. Pythhagorasçılar hayvanların da bedenlerinde, daha önceki yaşamlardan gelme bir insan ruhunun buluna bileceği düşüncesiyle  -kimi istisnalar dışında- et yemekten kaçınırlardı. Bu konuda Ksenophanes’in söylediği ileri sürülen bir sözü aktaralım:

                (Pythagoras) bir gün dövülen bir köpeğin yanından geçiyormuş; acıyıp şöyle demiş: “Yeter, hayvana vurma artık! Uluyup inlediğini duyunca tanıdım hemen, eski bir dostun ruhu var onda.”

                Aristotolesçi Eudemos’un da bu konuda öğrencilerine şöyle dediği anlatılır:

                “Her şeyin geri döndüğünü söyleyen Pythagoras’a inanacak olursak, o zaman yine benim karşımda oturacaksınız ve ben size yine ders anlatıp şu değneğimi sallayacağım; diğer hiçbir şey de bundan farklı olmayacak.”

                Ruh göçü konusuna Herodotos da değinir. O, bu inancı aslında Mısırlılardan kaynaklandığını ileri sürerek, Yunanlıların bu öğretiyi kendi malları gibi kullandıklarını, ama bu kişilerin kimler olduklarını –adlarını da bildiği halde- açıklamayacağını söyler.

                Bir başka anlatıya göre Pythagoras bizzat kendisi, daha önce başka bir bedende yaşamış olduğunu somut bir biçimde kanıtlamış:

                “Pythagoras Troia Savaşları döneminde Panthos’un oğlu Euphorbos olarak yaşadığını, Menelos tarafından öldürüldüğünü söylüyormuş. Bir defasında Argos’a gittiğinde duvarda asılı bir kalkan görmüş. Troia Savaşında ganimet olarak alınmış bir kalkanmış bu. Kalkanı gören Pythagoras’ın gözünden yaşlar boşanmış. Argoslular niye bu kadar heyecanlandığını sorunca, Pythagoras da, Euphorbos olduğu dönemde bu kalkanı Troia’da kendisinin taşıdığını söylemiş. Argoslular onun deli olduğuna hükmederek söylediklerine inanmamışlar. Fakat Pythagoras bu savını kanıtlayacak gerçek bir işaret göstereceğini ileri sürerek kalkanın iç yanında arkaik harflerle EUPHORBOS adının yazılı olduğunu söylemiş. Bu akıl almaz sav üzerine kalkan hemen duvardan indirilmiş ve iç tarafındaki EUPHORBOS yazısı görülmüş.”

                Ruhun ölümsüzlüğü ve değişik bedenlerde yeniden dünyaya gelişi inancı kimi yasaklamaların da nedenlerini açıklıyor. Örneğin et yemekten kaçınılması gibi. Bakla yeme yasağı da yine bu çerçevede ele alınabilir. Baklanın sapında düğüm yoktur, bu nedenle de Hades’teki ruhların ışığa geçişlerinde doğal bir geçit görevi yapar. Pythagorascılıkta kimi hayvanların daha kutsal sayılmalarının nedeni, bu hayvanların ruhlarının cehennem Tanrılarıyla olan sıkı ilişkileridir. Bu hayvanlar Hades’ten çıkan ruhları kabul etmeye daha elverişli sayılırlar.

                Ruh konusundaki görüşlerden, çıkan sonucu John Burnet şu yorumuyla özetliyor:                 “Bizler bu dünyada yabancıyız. Beden ise ruhun mezarıdır. Ancak kendimizi öldürerek kaçmaya çalışmamalıyız (bu mezardan). Çünkü çobanımız olan Tanrı’nın köleleriyiz biz. Onun buyruğu olmaksızın kaçıp kurtulmaya hakkımız yok. Bu yaşamda üç tür insan vardır, tıpkı Olympiyat oyunlarına gelen üç tür halk gibi. En aşağıdaki sınıf alım satım için gelenlerden oluşur. Bunların bir üzerindeki, yarışmak için gelenlerdir. Hepsinin en iyileri ise seyretmek için gelenlerdir. (s.72-73-74-75-76)

Bayladı, Derman(2008).Pythagoras-Bir Gizem Peygamberi, Say Yayınları, İstanbul.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: