“Bu tahrik değildi, birlikte yenilen yemeklerin yakınlığı, yürüyüşler, paylaşılan uzun sessizlikler, dokunmadan, cezbetmeye çalışan bir kelime olmadan. Bastırılmış ve sessiz sevişme bile özen isteyen, aç ve susuz bir şeydi. Janie bir şey istemedi. O sadece… sadece bekledi. Eğer ilgisi adamın karanlık geçmişine yönelikse pasif bir tavır içindeydi, adamın verebileceği şeylere açık değildi. Eğer istediği adamın olduğu, yaptığı bir şeyse Thompson ve Bromfield’in yaptığı gibi sorgulayıp dürtükleyip, inceleyip burnunu sokamaz mıydı? (Bromfield? O da Kim?) Ama kız bunları yapmadı, hiç.
Hayır, bu öbür şey olmalı, kızın, aşıklara, keman sesinden büyülenmiş kolsuz bir insanın yüzünde oluşan ifadeyle, hüzünle bakmasına neden olan şey…
Janie’nin parlak, hareketsiz, bekleyen ağzının resmi. Janie’nin akıllı ellerinin resmi. Janie’nin omzu kadar yumuşak, kolu kadar sert olan sıcak, vahşi, istekli bedeninin resmi-
Birbirlerine döndüler, adam kullanan, kız kullanılan bir araçtı. Nefesleri onları terk etti, canlı ve bağlayıcı bir sembol, bir söz olarak aralarında asılı kaldı. Ağır iki kalp atışlık zaman için aşıklarla bezenmiş galakside onların kendi gezegeni vardı; Janie’nin yüzü konsantrasyondan buruşmuş, çok ağır bir kontrole doğru değil, ayarlamanın nazik doğruluğuna doğru bükülmüş.
Adama bir şey oldu, adeta ta içinde en sertinden küçük bir boşluk küresi belirmişti. Tekrar nefes aldı, aralarındaki sihir kendini toparlayarak onları yutup öldüren boşluğu doldurmak için nefesle birleşti, hepsi bir saniyede. Kızın yüzündeki kısa, spastik değişiklik hariç ikisi de kımıldamadı; günbatımında birbirlerine yakın, hareketsiz duruyorlardı; kızın şerefli, yer yer rengi değişmiş, yer yer kendi gölgesinde parlayan yüzü adamınkine dönüktü. Fakat birbirine karışmanın büyüsü bozulmuştu; ikisiydiler, bir değil ve bu da sessiz Janie, sabırlı Janie, durdurulamamış fakat uyanık olmayan Janie’ydi. Hayır, asıl değişiklik adamdaydı. Elleri kıza sarılmak üzere kontrol edilemez bir şekilde kalkmıştı, dudakları doğmamış öpücüğü tutamayıp bıraktı, öpücük kayboldu. Adam geri çekildi…” (s. 150-151)
Sturgeon, Theodore (1999). İnsandan Öte, (çev. Deniz Akoğlu), AltıKırkbeş Yayınları, İstanbul.
Bir Cevap Yazın