“Paper Street’teki evde bir dedektif dairemdeki patlamayla ilgili telefonlar etmeye başlamıştı. Tyler göğsünü omzuma dayayıp yanında durur, ben kulağımı telefona yapıştırmışken öbür kulağıma bir şeyler fısıldardı. Dedektif bana ev yapımı dinamit üretebilecek birini tanıyıp tanımadığımı sorduğunda, “Felaket benim dönüşüm çizgimin doğal bir parçasıdır” diye fısıldadı Tyler. “Trajediye ve yok oluşa doğru bir dönüşüm.”
Dedektife dairemi havaya uçuran şeyin buzdolabım olduğunu söyledim.
“Fiziksel güçle ve mülkiyetle olan bağlarımı niçin koparıyorum?” diye fısıldadı Tyler. “Çünkü ancak kendimi mahvederek ruhumun gerçek gücünü keşfedebilirim.”
Dedektifin söylediğine göre dinamit yeterince saf değildi; içinde amonyum oksalat ve potasyum perklorit kalıntıları vardı. Bu bombanın evde yapıldığı anlamına gelirdi. Üstelik ön kapının üst kilidi kırılmıştı.
Ben o gece Washington, D.C.’deydim, dedim.
Telefondaki dedektif birilerinin kapı kilidinin üstüne bir kutu Freon sıkmış, sonra da kilide çelik bir keski sokarak silindiri kırmış olduğunu anlattı. Hırsızların bisiklet çalmakta kullandıkları bir yöntemdi bu.
“Sahip olduklarımı yok eden kurtarıcı” dedi Tyler, “benim ruhumu kurtarma savaşındadır. Bütün aidiyetleri yolumdan kaldıran öğretmen beni özgür kılacaktır.”
Dedektif dedi ki, ev yapımı dinamiti yerleştiren her kimse, patlamdan günler önce gazı açmış ve fırının pilot alevlerini söndürmüş olabilirdi. Gaz sadece tetikleyiciydi. Bu durumda gazın eve yayılması günler alırdı. Sonunda gaz buzdolabının tabanındaki kompresöre ulaşmış ve kompresörün elektirik motoru patlamaya yol açmış olabilirdi.
“Söyle ona” diye fısıldadı Tyler. “Evet, ben yaptım. Her şeyi ben havaya uçurdum. Senden duymak istediği bu.”
Dedektife diyorum ki, hayır, ben gazı açık bırakıp şehirden ayrılmadım. Ben hayatımdan memnundum. O evdeki her mobilya parçasını seviyordum. Onlar benim bütün hayatımdı. Lambalar, sandalyeler, halılar, hepsi bendim. Mutfak dolaplarındaki tabaklar bendim. Saksılardaki bitkiler bendim. Televizyon bendim. O patlamayla havaya uçan bendim. Bunu anlayamıyor musun?
Dedektif bana şehir dışına çıkmamamı söyledi”(s.117-118)
Palahniuk, Chuck (2013), Dövüş Kulübü, (çev. Elif Özsayar), Ayrıntı Yayınları, İstanbul.
Bir Cevap Yazın