“ Kelimeler ve Şeyler‘in (1966) yayımlanmasından itibaren, Foucault insan bilimlerinin arkeolojisine ilişkin projesini yapısalcı bir eser olmaktan daha çok ‘Nietzscheci bir soykütüğü’ olarak nitelendirir. Foucault’nun soykütüğü kavramından vazgeçmesi Nietzsche üzerine olan bir metin aracılığıyladır; soykütüğü ‘ideal anlamların ve belirsiz erekselliklerin metahistorik açılımına,’ tarihsel anlatının birliğine ve kaynağın araştırılmasına ters düşen; aksine ‘her tekdüze amaçlılığın dışındaki olayların tekilliğini’ araştıran tarihsel bir ankettir. Soykütüğü o halde çeşitlilikten ve dağılmadan, başlangıçların ve aksaklıkların rastlantısından hareketle çalışır. Hiçbir durumda o tarihin sürekliliğini yeniden kurmak için zamanı yeniden katetmeye çalışmaz, ama tam tersine olayları tekillikleri içerisinde yeniden kurmaya çalışır” (s. 111).
“Soykütükler o halde daha dikkatli ve daha tam bir bilim formuna pozitivist başvurular değildir; soykütükleri tam anlamıyla karşıbilimlerdir. Soykütüksel yöntem, o halde, tarihsel bilgileri bir serbest bırakma, yani onları ‘söylemin düzeni’ne karşı çıkmaya ve onunla mücadele etmeye yetili kılma girişimidir; bu, sadece soykütüğün geçmişte tekil olayların izini araştırmak anlamına gelmez, fakat bugün olayların mümkün oluşuna ilişkin sorunun sorulması anlamına gelir” (s. 112).
Revel, Judith (2012). Foucault Sözlüğü, (çev. Veli Urhan), Say Yayınları, İstanbul.
Bir Cevap Yazın