“Cadde soğuktu, kalabalıktı. İçi bulanıyordu. Sanki dudaklarının derisi kabuk kabuk kalkmıştı. Yaladı; Ağacami’nin duvarı dibine tükürdü. Kusmaktan korktu. Geçenler ona bakıyorlardı. Yürüdü. ‘Bu caddenin elbet tenha olduğu zamanlar da vardır. Hiç görmedim ben. Kim bu insanlar? İşten mi dönüyorlar; eğlenceye mi gidiyorlar? Şu adamın burnu Gide’in burnuna benziyor. Ama nasıl da kasvetliler. Bunların içinde ‘meçhul denizlerde balık’ olmayı isteyen var mı acaba? Belki şu hep önüne bakan adam…” (s. 34)
Atılgan, Yusuf (2001). Aylak Adam, YKY, İstanbul.
Bir Cevap Yazın