“Bugün felsefeyle uğraşanlar çocukluktan yeni çıkmış delikanlılar. Bunlar bu yaştan iş hayatına atılacakları, para kazanacakları çağa kadar felsefenin en zor bölümünü okurlar; sonra bu işi bırakırlar, işte örnek gösterilen filozoflarımız bunlardır! Bu gençler, felsefe konuşmalarına çağrıldıklarında konuşmaları uzaktan şöyle bir dinlemekle büyük iş yaptıklarını sanırlar; böyle işleri hoşça vakit geçirme sayarlar. Yaşları biraz ilerledi mi, pek azı dışında, hepsinin alevi, Ferakleitos’un güneşinden daha beter söner gider; Çünkü, bunlarınki bir daha hiç doğmaz.
Peki ne yapmalılar?
Tam tersini! Çocukken, yeni yetmeyken yaşlarına uygun bir eğitim ve öğretim görmeliler, Bedenleri gelişmeye başladı mı, beden bakımı üzerinde önemle durmalılar, böylece felsefe için elverişli bir destek hazırlamış olurlar. Yaşları ilerleyip de ruhları olgunlaşmaya başlayınca, ona uygun daha ciddi çalışmalar yapmalılar. Daha sonra, beden güçleri azalıp politika ve askerlikle uğraşacak çağı geçtiler mi, onları kurban hayvanları gibi kutsal otlaklara salıvermeli; o zaman tek uğraşları felsefe olmalı. Böylece bu dünyada mutlu yaşarlar, öldükten sonra da öbür dünyada bu yaşamlarına denk bir kadere kavuşurlar” (s. 256-257).
Platon (2007). Devlet, (çev. Hüseyin Demirhan), Palme Yayıncılık, Ankara.
Bir Cevap Yazın