Halil Cibran – Asi Ruhlar

halil cibran - ermiş

 

Günahkar Halil’den…

 

“Saik Abbas gence baktı ve gök gürlemesi gibi bir sesle sordu:

‘Adın ne?’

Genç adam cevap verdi:

‘Halil.’

Saik Abbas devam etti:

‘Akrabaların kimlerdir, nerede doğdun?’

Kendisine kin dolu gözlerle ve alaycı bakışlarla bakan köylülere dönen Halil şöyle dedi: ‘Halkım ve ailem yoksullar ve haksızlığa uğrayanlardır, doğum yerim bu geniş ülke topraklarıdır.’

Saik Abbas’ın yüzünde aşağılayıcı bir tebessüm belirdi. ‘Akrabam dediklerin senin cezalandırılmanı arzu ediyorlar ve evim dediğin toprağın halkı seni buralarda istemiyor,’ dedi.

Halil içinde bir rahatsızlık hissi duyarak konuştu, ‘Cehalet içindeki halklar en soylu çocuklarını yakalayıp zalimin zulmüne teslim eder; ülkeler kendilerini sevenleri ve kurtaranları gözden düşürüp onlara zulmetmekle beslenir. İyi oğul annesini hastalığında terk eder mi? Şefkatli kardeş umutsuzluk içindeki kardeşini bırakır mı? Bugün beni bağlayıp senin önüne getiren bu zavallı yoksullar, yarın kendileri aynı şekilde kendileri yakalanacaklar. Bugün beni senin önünde hor görenler, senin toprağına yüreklerini ekip ayaklarına kanlarını saçanlardır. Ve beni reddeden bu toprak, acımasızı ve aç gözlüyü yutmak için yarın ağzını açmayacak.’

Saik Abbas kahkahasının kabalığından gencin ruhunu boğmak ve dinleyenlerin basit ruhlarının etkilenmesini engellemek ister gibi yüksek sesle güldü. Dedi ki, ‘Manastırın hizmetinde bir çoban değil miydin sen, genç adam? Neden işini bırakıp kendini kovdurdun? Belki de insanların merhametli olduğunu düşündün.’ Halil şöyle dedi, ‘ Bir çobandım, kasap değil. Koyunlarımı yeşil çayılara, taze otlaklara yayardım, onları çıplak, taşlı yerlere götürmezdim hiç. Tatlı pınarların yanına götürürdüm onları, bataklıklara değil. Akşam çökünce hepsini ağıla geri getirirdim, kurda kuşa yem olsunlar diye vadide bırakmazdım. Onlara böyle davranırdım. Sen de buraya topladığın bu güçten düşmüş sürüye öyle davransaydın, onlar harap kulübelerinde karanlıkta açlıktan ölürken burada bu saray olmazdı. Allah’ın bu basit çocuklarına benim manastırdaki hayvanlarıma acıdığım kadar acısaydın, onlar karşısında kuzey rüzgarı önündeki çıplak dallar gibi dikilerken kendin ipekler üstünde oturamazdın” (s. 114-116).

 

Cibran, Halil (2012). Asi Ruhlar, (çev. Ercan Güneş), Araf Yayınları, İstanbul.

 

cibran tablo

Halil Cibran Tablosu Kaynak

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: