“Belki de her zaman aramızda ve biz onu algılayamıyoruz. Bir diyapazonun sesini tahtaya dokunup titreşmeden önce duyabiliyor muyuz?
Belki de kendi bilinci olmayan ruhsal bir sanat yapıtı bu, öyle bir yapıt ki bir kristal gibi değişmez yasalara göre oluşuyor.
Kim bilir?
Boğucu günlerde havadaki elektrik geriliminin dayanılmaz dereceye kadar yükselip bir şimşek doğurması gibi, hep aynı kalan düşüncelerin birikimiyle zehirlenen getto havası ani boşalma bir oluşturamaz mı? -Ruhsal bir patlama düşlerimizin bilincini gün ışığına çıkaramaz mı?- Orada doğanın şimşeğini- buradaysa, yüz hatları, yürüyüşü ve davranışıyla kitle ruhunun sembolünü eksiksiz açıklayan biçimlerin gizli dilini doğru yorumlamayı bilen kişiler için bir hortlak yaratmış olamaz mı?-
Nasıl belli işaretler şimşeğin çakacağını önceden haber verirse, burada da bazı ürpertici ön belirtiler o hortlağın gerçekler alemine korkutucu girişini bildirir…” (s. 39).
Meyrink, Gustav (1997). Golem, (çev. Sezer Duru), YKY, İstanbul.
Bir Cevap Yazın