“RAHİP LAWRENCE
Dur hele, çılgın aşık, biraz beni dinle.
ROMEO
Sürgünden sözedeceksin yine.
RAHİP LAWRENCE
Bu sözden korunacak bir zırh vereyim sana;
Felsefe, felaketin tatlı davasıdır;
O avutacak seni sürgünde bile.
ROMEO
Hâlâ mı sürgün! Yere batsın felsefe!
Felsefe bir Juliet yaratamadıkça,
Başka bir yere taşıyamadıkça bir kenti,
Bir Prens’in kararını değiştiremedikçe
Hiç yararı yok, yeter bundan sözetme!
RAHİP LAWRENCE
Görüyorum ki, kulak yok çılgınlarda.
ROMEO
Nasıl olsun, göz olmazsa akıllılarda?
RAHİP LAWRENCE
Bırak da durumunu birlikte görüşelim.
Konuşamazsın ki hissedemediğin şeyi;
Genç olsaydın benim kadar,
Sevgilin de Juliet olsaydı eğer,
Onunla evlenmiş olsaydın bir saat önce;
Benim gibi Tybalt’ı öldürseydin;
Severken delicesine, benim gibi sürülseydin,
O zaman konuşabilirdin işte,
Yolardın o zaman saçını başını.
Ölçüsünü almak için kazılmamış mezarının
Şimdi benim yaptığım gibi yerlere kapanırdın.” (s. 102-103)
Shakespeare, William (2011). Romeo ve Juliet, (çev. Özdemir Nutku), Remzi Kitabevi, İstanbul.
Romeo and Juliet before Father Lawrence by Karl Becker, (1870)
Bir Cevap Yazın